Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi

Kayı boyunun anadoluya gelişi osmanlı hanedanı oğuzlarınBozok koluna bağlı kayı boyundadadır..Moğol baskısından kaçarak.Anadoluya'gelen kayılar Ankara yakınlarındaki karacadağ bölgesine yerleştiler.Bir süre sonra ise Bizans sınırı olan Söğüt ve Domaniç bölgelerine yerleştiler.Böylece kayılar bizans sınırına yakın bir uç Beyliği olarak hem Bizans üzerindeki baskıyı arttırdılar hemde osmanlı'nın bizans'a karşı sınır güvenliğini sağladılar.

Beylikten Devlete:

1243 yılında Anadolu selçuk'lu devletinin kösedağ savaşın'da moğollara yenilmesi ve Anadoluda siyasi Birliğin bozulması üzerine bölgede çeşitli Türk beylikleri kurulmuş bu belikler'den biri olan Osmanoğullarıda 1299'da bağımsızlığını ilan etmiştir.

Kromozomların Yapısı

Kromozomların Yapısı

Kromotin iplikler bölünme öncesinde ince uzun yumak şeklinde iplikler gibi görünen yapılardır.
Bunlara kromotin ağı da denir.
Kromotin iplikler hücre bölünmesi sırasında kısalıp kalınlaşarak kromozom adı verilen yapıları meydana getirir.Kromozomların üzerinde kalıtsal bilgiyi taşıyan genler bulunur.
Vücut kromozomları otozom,cinsiyet kromozomları gonozomlardır.

Aktivasyon Enerjisi (Ea)

Aktvasyon Enerjisi

Endoterm ve ekzoterm tüm reaksiyonları başlatmak için belirli bir miktar enerji gerekmektedir.
Bu enerji

Aktivasyon Enerjisi

dir. Bu enerji, Reaksiyona giren maddeleri aktifleşmiş komleks haline getirmek için gerekli olan enerji miktarı olarak da tanımlanabilir.
Aktivasyon enerjisi(etkinleşme enerjisi) reaktiflerin iç enerjisini yükselterek onları daha aktif hale getirir.
Bu enerji,bağların zayıflatılması veya koparılması,itme kuvvetini yenip moleküllerin birbirlerine yaklaştırılması gibi işlemler için harcanır.Aktifleşme enerjisi, tepkime vermek izere çarpışan taneciklerin kinetik enerjilerinden sağlanır.Aktivasyon enerjisi verilmedikçe termodinamik olarak mümkün olan bir reaksiyon gerçekleşmez
Aktivasyon enerjisi(eşik,aktifleşme ya da etkinleşme) nin özellikleri
Değeri her zaman pozitiftir.
Değeri ancak katalizörle düşer.
Reaktiflerin cinsine bağlı olarak değişir.
Sıcaklıkla değişmez.
Birimi k.J/mol ya da kal/mol'dür.
Değeri yüksek olan tepkimeler,bu enerjiye sahip taneciklerin sayısı az olduğundan,yavaş gerçekleşir.

Kimyasal Reaksiyonlar, Çarpışma Teorisi

Çarpışma teorisine göre,atomların moleküllerin veya iyonların reaksiyona girmeden önce mutlaka birbiriyle çarpışması gerekir.Çarpışma esnasında molekülde bulunan atımlar veya atomlarda bulunan elektronlar yeniden düzenlenir.Kimyasal bağların yeniden değişmesi gerekir.Bunların sonucu ürün ya da ürünler oluşur

Tanecikler arasında gerçekleşen tüm çarpışmalar ürünle sonuçlanmaz Kimetik moleküler teorisine göre yapılan hesaplamalar, 25°C ve 1 atm de gaz evresinde 1mL hacimde saniyede yaklaşık 10 üzeri 30 çarpışma olduğunu göstermektedir.Sıvılarda ise saniyede daha çok çarpışma olmaktadır.Eğer her iki çarpışma ürünle sonuçlansaydı tepkimeler çok kısa bir zamanda (1 saniyeden az ) tamamnlanırdı.Ancak pratikte reaksiyon hızları çok farklıdır.O halde gaz moleküller arasındaki çarpışmaların çok küçük bir kesri ürünle sonuçlanır.
Yavaş hareket eden (düşük enerjili) iki molekülün çarpışması sonucu bağlar kopmaz ve çarpışmadan sonra reaksiyon vermeden birbirlerinden uzaklaşırlar.Hızlı hareket eden (yüksek enerjili) iki molekül ya da çok hızlı bir molekülle yavaş bir molekül çarpıştıgında bağlar kopabilir. Bu durumda bağlar kırılır yeni bağlar oluşur.O halde çarpışmaların ürünle sonuçlanması için çarpışan taneciklerin başlangıçtaki kinetik enerjilerinin (hızlarının) yeterli olması gerekir.
Moleküllerin birbiriyle reaksiyona girebilmeleri için çarpışan moleküllerin sahip olmaları gereken minimum toplam kinetik enerjiye , tepkimenin

Eşik (etkinleşme) Enerjisi

denir.Eşik enerjisi yerine aktivasyon enerjisi,aktiflenme enerjisi terimleri de kullanılır.
Çarpışma teorisine göre,reaksiyonu başlatmak ve bağları kırmak için yeterli enerjiye (aktifleşme enerjisi) sahip moleküller çarpıştıgı zaman reaksiyon gerçekleşir.

Tepkime Hızının Ölçülmesi

Tepkime Hızı Nasıl Ölçülür ?

Reaksiyon hızı deneysel olarak belirlenir.Bir tepkimenin hızını belirlemek için zamanın fonksionu olarak reaktifin (veya ürünün) konsantrasyonu gözlemlenir.Çözeltide gerçekleşen reaksiyonlarda ise bir bileşenin konsantrasyonu çoğunlukla spektroskopi cihazları ile ölçülür.Eğer iyonlar içeren çözelti ile çalışıyorsa,konsatrasyondaki değişme iletkenlik ölçümüyle de tespit edilebilir.Gaz bileşenler içeren tepkimelerde ise basınç ölçümleriyle hız izlenebilir

Kimyasal Reaksiyonlar

Kimyasal Reaksiyonlar Nasıl Gerçekleşir

Reaksiyonlardan bazıları hızlı, bazıları ise yavaş gerçekleşir.Görme ve fotosentez olaylarında olduğu gibi bazı süreçler kısa zamanda gerçekleşirken kömür ve petrolün oluşumunda olduğu gibi bazılarının tamamlanması ise yıllar alır.

Simya Nedir ?

Simya Nedir ? Simyadan Kimyaya

İnsanoğlu tarih boyunca temel ihtiyaçlarını karşılama,kısa sürede zengin olma,hastalıkları iyileştirme , ölümsüz olma hayalleriyle devamlı deneme-yanılma ile araştırma içinde olmuş ve bunun sonucunda keşfettikleri maddeler insanlığın gelişimine katkı sağlamıştır.

Bilimsel herhangi bir dayanağı olmayan ve deneme - yanılma yöntemi ile değersiz madenleri değerli madenlere dönüştürme,ölümsüzlük iksirini arama çalışmalarına Simya denir.

SİMYA İLE İLGİLİ

-Teorik temeli olmayan çalışmalardır.
-Deneme-yanılma ile çalışılır.
-Sistematik bilgi birikimi yoktur.
-Bilim olarak kabul edilmemektedir.
-Simyacılar kimya bilimine geçişin öncüleridir.
-Simyacılar özellikle orta çağdan itibaren madenleri altına çevirecek hemde ölümsüzlük iksirinin bulunmasında kullanılacak felsefe taşının bulunması için çok çaba sarf etmişlerdir.
-Simyacılar kimya,fizik biyoloji,tıp,metalurji ve felsefe gibi birçok alanda çalışmalar yapmıştır.

Neden Ders Çalışmalıyım ?

Neden Ders Çalışmalıyım ?  

Bu soruyu soruyoruz değilmi sık sık evet evet soruyoruz
şimdi ben benim düşüncelerimi paylaşacağım bu doğrultuda nekadar katılırsınız onu bilemiyorum.
Sizden ricam gönderinin altına neden ders çalışman gerektiğini bizlerle paylaşman.

ÇALIŞMALIYIM ÇÜNKÜ :

Şu bi gerçek ki nekadar gelişiyoruz desekte diğer ülkelere oranlar çok yavaş gelişiyoruz ve bu kişi başına geliri çok düşürüyor.Meslek sahibi olma istegimin altında birinci öncül Para Kazanıp iyi bi gelecek kurmak Açık ve net bu herkeste böyledir kimisi kendisine itiraf edemez ama...

BENİMDE HAKKIM ! 

Herkes gibi bizimde hakkımız değil mi iyi bi hayat yaşamak  elbetteki hakkımız  iyi bi şehirde ailemle rahat bi şekilde  yaşamak istiyorum (kim istemez ki ? :) ) Ömrümün tamamını çalışmak için geçirmek değilde bolca sosyal aktivite ile geçirmek isteyenlerdenim bende bu yüzden iş seçimi çok önemli

HAYALLERİMİ YAŞAMAK İSTİYORUM 

Yaptığım birikimleri göstermek istiyorum ülke adına faydalı olmak istiyorum unutulmayanlar listesine girmek istiyorum açıkcası

Bu böyle uzar gider arkadaşlar sonu yok yani okadar sebep varki sabahın köründe aklıma gelenler bunlar sizlerdende yorum olarak neden okumanız gerektigini belirten makalenizi paylaşmanızı istiyorum Görüşmek dileğiyle...

KEMOSENTEZ Nedir ?

Kemosentez Nedir ? 

İnorganik maddeleri oksitleyerek elde ettikleri kimyasal enerjiyi kullanırlar.
Not kemosentezle besin üretilmesi sırasında ışık enerjisi ve klorofiller kullanılmaz.Açığa çıkan o2'de , oksitleme reaksiyonlarında kullanıldığı için,kemosentez sonucu atmosfere o0 verilmez

FOTOSENTETİK BAKTERİLER

Fotosentetik bakteriler Nelerdir ?

Bitkilerde farklı olarak kloroplastların yerine klorofil pigmenti taşırlar

FOTOSENTEZDE MİNİMUM KURALI

FOTOSENTEZDE MİNİMUM KURALI NEDİR ? 

Bir olayı değişik bir çok faktör etkiliyorsa olayın hızını en az derecede (minimum) etkili olan faktörle sınırlıdır.
-Fotosentezde etkili olan faktörlerin artırılması,diğer faktörlere bağlı olarak belli oaranda hızlanmayı sağlayabilir.

Fotosentez Hızına Etki Eden Genetik Faktörler

Fotosentez Hızına Etki Eden Genetik Faktörler

1-Kloroplast sayısı: Fotosentez hızıyla doğru orantılıdır.
2-Yaprak genişliği: Fotosentezle doğru orantılıdır ama yaprak genişliği kadar kloroplast gereklidir.
3-Stomaların sayısı ve yapısı:Yapraklarda bulunan stomalar o2 ve Co2 nin alışverişini sağlar.
4-Kütikula kalınlığı:
KÜTİKULA=Bitkinin terleme ile su kaybını önler.
Kütikula kalınlaştıkca FH azalır.Kalın kütikula  kurak ortam bitkilerinde görülür.

Fotosentez Hızına Etki Eden Çevresel Faktörler

Fotosentez Hızına Etki Eden Çevresel Faktörler

Çevresel faktörler:

1- Işık şiddeti: 
2-Işık miktarı : ışık miktarı arttıkça fotosentezle ürelilen besin miktarı belli bir değere kadar artar
Not: Hücre içinde enzimlerin çalışmasını etkileyen her şey , fotosentezle besin üretilme hızını da etkiler.Çünkü fotosentezin özellikle karanlık evre reaksiyonları enzimlerin katalizörlüğünde gerçekleşir.
3-Işığın dalğa boyu: En çok kırmızı ve mor ışıkta fotosenz gerçekleşir.(Yeşil yansıtır)
4-Co2 miktarı: Bitkinin bulunduğu ortamdaki co2 miktarının artması,fotosentezin belli değere kadar artmasını sağlar.
5-Minareller: Mg,Fe,P,N Gereklidir.
6-Sıcaklık: Sıcaklık enzimlerin çalışmasında etkilidir.Sıcaklığın fotosentezde en fazla etkili olduğu basamak Işıktan bağımsız evredir.
Sıcaklığın artması , belli bir değere kadar etkilidir.Yüksek sıcaklıkta enzimler bozulur.
7-Ortam Ph: Fotosentez hızının uygun değerde olması için pH değerinde uygun olması gereklidir.

IŞIKTAN BAĞIMSIZ TEPKİMELER

IŞIKTAN BAĞIMSIZ TEPKİMELER NELERDİR ?

-Co2 yakalayıcı 5 karbonlu ve 2 fosfatlı riboz di fosfas Co2 ile birleşerek 6 karbonlu kararsız bir arabileşik oluşturur.
-Kararsız  ara bileşik,suyun reaksiyona girmesiyle çok kısa bir süre içerisinde parçalanarak 2 molekül 3'er karbonlu iki bileşik olan fosfo gliserik asite (PGA) ayrışır.Fotosentezin  bu evresindeki ilk kararlı bileşik PGA'dır.
-Bu üçer karbonlu bileşikler,enzimotik bir reaksiyonla 3 karbonlu 2 fosfatlı başka bir bileşik olan di fosfo gliserik asitlere dönüşür.(d=PGA) Bu dönüşüm için gerekli olan enerji ışığa bağımlı evrede üretilen ATP lerden sağlanır.
-di PGA moleküllerinin her birine ışık reaksiyonlarından gelen NADPH lerden iki hidrojen aktarılınca 3 karbonlu PGAL ler (Fosfo gliser aldehitler)oluşur. Bu sırada enerjisiz bir fosfogliserik asit çıkışı oluşur.
-Bundan sonraki reaksiyonlarda en son oluşan 3 PGAL lerin bir kısmından da 5c'lu ve tek fosfatlı Ribozun fosfat meydana gelir.
Bu moleküle ise ATP'den bir fosfat eklenerek başlangıçteki ribuloz di fosfat oluşur ve yeniden devreye girer.
-Bir molekül glikozun sentezlenebilmesi için 6 mol co2 tutulması gerekir. 1co2 için 3 ATP ve 2NADPH gerekli olduğuna göre
1 glikoz için 18ATP ve 12 NADPH gerekir bunun için ise ,ışıktan  bağımsız evre realsiyonlarının 6 defa tekararlanması gerekir.

DEVİRLİ FOTOFOSFORİLASYON

DEVİRLİ FOTOFOSFORİLASYON NEDİR ?

Bu evrede klorofilden ayrılan elektron tekrar kloroile döner
Ferrodoksin-Sitokrom-plastosiyenin
elektronun gezdiği adresidir.
Döngü sırasında ATP sentezlenir.
Bu olayla sonucunda hem klorofil kaybettiği
ekeltronu kazanır.hem de elektronların akışı sırasında ATP  sentezi gerçekleşir.
Protonlar derişimlerinin yüksek olduğu tilakoit boşlukta ATP sentez enzimi aracılığıyla stromaya aktarılırken ATP sentezi gerçekleştirilir.

DEVİRSİZ FOTOFOSFORİLASYON

DEVİRSİZ FOTOFOSFORİLASYON NEDİR?

Bu evrede iki ayrı fotosistem görev yapar (fotosistem 1 ve fotosistem 2 ) Güneş ışığının soğurulmasıyla fotosistem 1 in tepkime merkezinde yer alan klorofildeki uyarılmış elektronlar,ETS 'deki ilk alıcı tarafından Ferrodoksine aktarılır

Elektron aldığı için indirgenen ferrodoksin elektronunu NADP ye vererek yükseltgenin Elektronlardaki bu enerjiden faydalanarak suyun parçalanması sağlanır.(Fotoliz)

Fotosentezin ışığa bağımlı evre reaksiyonları sonucunda ışıktan bağımsız evre için gerekli ATP ve NADPH lar sentezlenir.

Devirsiz fotofosforilasyonda klorofiller kaybettikleri elektronları başka kaynaklardan geri alır

 - Su parçalanır (fotoliz) ve oksijen üretilir.
-Fotosistem 1'deki elektronlar tekrar gelmediğinden ''devirsiz fosforilasyon'' denir